Welcome to Our Website

Ercan Güven’den Fenerbahçeli yıldıza tepki! ‘Adı futbolundan büyük, şut vurmayı bile hatırlamıyor’

Süper Lig’in 32. haftasında Fenerbahçe, zirve takibini sürdürmek için Fatih Karagümrük’e konuk oldu. Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki mücadelede Fenerbahçe 1-0 geriye düşmesine rağmen sahadan 2-1 galip ayrıldı. Karagümrük mücadeleyi 9 kişi tamamladı.

Mücadele sonrası Milliyet Gazetesi yazarları karşılaşmayı değerlendirdi.

Performansı rakibe endeksli Fenerbahçe / Ercan Güven

İsmail Kartal Karagümrük maçına Olympiakos deplasmanından daha özenli bir on bir ile başlamıştı ama Fenerbahçe’nin ilk yarı performansı “ligde kalmayı garantilemiş Anadolu takımı” kıvamındaydı.
Yapamayan varsa, yaptırmayan da olmalı!
Karagümrük hocası Tolunay Kafkas çoktan deşifre edilmiş “Fenerbahçe’yi durdurma planını” en iyi bilen ve uygulayanlardan biriydi. Basit ama güçlü bir baraj kurmuştu Fenerbahçe futbol seline karşı. Geçişle, orta sahada dirençle, süratli kanatlarıyla oyunu öyle bir hale getirdi ki, top çoğunlukla Karagümrük ile bir türlü forma sahipleri belli olamayan Fenerbahçe savunması arasında oynandı.
Fred bile kayboldu ilk yarı. Bitirci Dzeko, pozisyon üretmeye çalışıyordu derinlerde ve fırsata uzaktı. Ferdi ile Osayi ise rakip forveti karşılamakla meşguldü.
İlk yarıda iki, ikinci yarıda bir net gol kurtaran Livakovic “güven bunalımını” biraz olsun aştı. Dzeko’nun üç rakip arasından attığı nefis pasa koşup Karagümrük kalecisi Sırıgu ile karşı karşıya kalmasına rağmen cılız bir şutla golü kaçıran Krunic ise biraz daha battı!
Gerçekten adı futbolundan büyük bu Krunic’in… Şut vurmayı bile hatırlamıyor sanki. Neyse ki, bu sefer 60’ları falan beklemedi Kartal. Krunic’i -hem de Zajc’ı sokmadan- çıkardı… Neyse ki!

İlk devre taktik disiplinden ayrılmayan Karagümrük’ün golü, ikinci yarı için hem Fenerbahçe takımının hem de kenar yönetiminin aklını başına getirdi. İkinci 45’e Krunic’siz. Batshuayi ile çıktı Fenerbahçe ve rakip yarı sahayı parselleyip skoru 1-2 haline getirdi.
Mendes, tüm kariyerinde görmediği sakatlıkların birkaç katını burada bir sezonda yaşayan Fred’i yeniden MR’a göndermeye çalışınca, hakem kırmızı kartı tereddütsüz çıkardı. VAR’a oturan yabancı hakemin “kelebek etkisi” olmasın sakın?
Rakip kalede çoğalan baskılı futboluna dönmüş Fenerbahçe karşısında Karagümrük on kişi kaldığında maç bitmişti ama Sarı Lacivert takım ilk yarıda tribünlerden esirgediği futbol keyfini telafi etmeye çalıştı. Ancak ilginç tarafı aynı süreçte, beraberlikten Livakoviç sayesinde kurtuldu. Yani niyet eden rakip on kişi olsa da gol atabilir Fenerbahçe’ye!..
Tuhaf bir şekilde “edilgen” halde Fenerbahçe. Ancak rakip yorulunca, oyundan düşünce, şahlanıyor. Üstelik bunlar iç içe geçmiş süreçler. Fenerbahçe’nin baskın dakikalarında bile rakip silkindiği anda kale tehlikeye giriyor.
İncelenip araştırılmıyor, çünkü sadece üç puanın önemli olduğu yarışın son düzlüğündeyiz. Yoksa ilginç ötesi.

Öncelik meselesi / Burcu Kapu

Şampiyonluğu küçük nüansların belirleyeceği kalan haftalarda artık sadece eksiklikleri konuşma vakti. İşte bu yüzden üç puana rağmen gelin samimi bir konuşma yapalım. Szymanski’nin yokluğunda 10 numarada Krunic’i sürmek “Bu oyuncuyu ben aldım ve iyi oyuncu, göreceksiniz” iç sesi, küçük bir ispat meselesi değil midir? Halbuki İsmail’in yokluğunda, Fred’in sakatlığında idare edemedi. Bir 10 numara kalmıştı dün orada oynadı takımın bütün sistemi bozuldu. Bir maçta da çıkıp iyi ki almış Fenerbahçe bu adamı dedirtmedi.
Fenerbahçe’nin ön alan presinin ve hücumdaki hareketliliğinin en önemli parçası Szymanski. Atletizmi, reaksiyon hızı ve kanatlara sağladığı destekle takımı adeta çift forvet oynatıyordu. Böyle bir oyuncunun yokluğunda orada kim oynar sorusunun çok cevabı olur ama bir isim kesinlikle olmaz, o da Krunic. Statik, sertliği ve yaratıcılığı düşük bir oyuncudan 10 numara yapmanın bedeli soyunma odasına 1-0 mağlup gitmeye sebep oldu.
Onun varlığında bozulan İsmail-Fred uyumu, kurulamayan pas bağlantıları ve ön hattan geçen bütün rakip paslar tehlike yarattı sarı lacivertliler için. Livakovic sezonun en iyi maçını çıkarırken stoper tercihleri de yanına soru işareti bıraktı. Samimi konuşmaya devam edelim o zaman.
Bonucci neden alındı? Geriden oyun kurması daima sıkıntılı ve daha ilk hava topunda sarı kart gören Serdar Aziz’in yedeği olmak için mi? Kent yerine tercih edilen King nerede, neden kulübede kanat oyuncusu yok? Zajc yerine Lincoln, Krunic yerine Crespo kalsaydı ligde tutunmaya çalışan Karagümrük karşısında Fenerbahçe bu kadar zorlanır mıydı?
Psikiyatrinin babalarından Jung, “İletişimde en önemli şey söylenmeyeni işitmektir” der. Olympiakos maçına çıktığı rotasyonlu 11’den sonra dün maça başlayan 11 ile İsmail Kartal “Benim için lig şampiyonluğu önceliktir” mi dedi? Umarım yanlış işitmişizdir ve artık bu sene bir Türk takımı Avrupa’da final oynar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir